(6)
sene 2008 yine ayni gruplari dinliyoruz
1992-93'de zipir bir lise ogrencisiyken dinledigim gruplar sunlardi: red hot chilli peepers, nirvana, pearl jam, metallica, stone temple pilots, alice in chalins, megadeth ve pek tabi pantera. sene oldu 2008 bakiyorum herkes ayni gruplarin albumlerinin ckmasini bekler olmus ben dahil. eger kurt caba
1992-93'de zipir bir lise ogrencisiyken dinledigim gruplar sunlardi: red hot chilli peepers, nirvana, pearl jam, metallica, stone temple pilots, alice in chalins, megadeth ve pek tabi pantera. sene oldu 2008 bakiyorum herkes ayni gruplarin albumlerinin ckmasini bekler olmus ben dahil. eger kurt cabain olmemis, pantera alice in chains dagilmamis olsa inanin onlarin da yeni albumunu bekler olurduk. stp de velvet revolver oldu zaten. diyecegim o ki ,istisnalar haric, bunca senedir neden adam gibi, klasik olacak, saglam, kendini dinlettiren bir grup cikaramadi muzik endustrisi? ya da vardi da benim haberim mi olmadi. goruslerinizi bekliyorum
0
"topu topu 7 nota var kaç farklı şarkı yapılabilir ki?"
---eski bir mongol özdeyişi
0
Kişisel görüşüm, muhafazakar yapıdaki insanlar lise çağlarında coşkuyla dinledikleri müziklere gruplara takılıp kalıyor, hayatının geri kalanında nerde bizim zamankiler diye dolaşıyor.
Yenilikçi tipler ise yeni çıkan herkesi herşeyi coşkuyla takip edebiliyor.
Ben de ilk gruptanım.
0
Bu "ürün" olarak sunulan müziğin sikko evriminden gelen bunaltıdan kaynaklanıyor. Malesef batı insanının müzik ile olan tek ilişkisi satın alabildiği müzik, para amaçlı kurulan bu düzende müzik 90ların sonuna kadar "big 6" olarak bilinen 6 büyük şirketin(Sony, EMI, Polygram, BMG, WEA ve MCA) piyasa yönetimi ile üretiliyordu. Yani dinleyici için çok şey ifade eden hayatlarının önemli bir noktasına yerleştirdikleri müzik, aslında bu "big 6" denilen şirketler grubunun fazla para kazanma amaçlı formülleri üzerinden güncel trendlere göre "seçilmiş ve ürettirilmiş" müzikler idi.
Internet'in yaygınlaşması ile malum sorunlardan dolayı bu şirketler maddi girdi çıktılarını kontrol edemez oldular ve birbirlerini almaya başladılar. 90ların sonunda 5 şirkete düştüler, şu anda ise "big 4" oalrak biliniyorlar. Bugün bir müzik dükkanına gittiğinizde alabileceğiniz müziklerin %90'ından fazlası bu şirketler tarafından üretiliyor.
Sizin kişiliğiniz endüstriyel düzenin önerdiklerinden dışarı çıkacak bir şekilde evrildi ise bu dönemde, bugün sıkıntı çekiyor olmanız normal. Tıkanıklığı gidermek için bazı önyargılardan kurtulmak lazım. Mesela zamanında "taptırıldığımız" o müzisyenlerin aslında kayıt şirketlerinin daha büyük karlar elde edebilmesi için gerekli hamlelerle "müzisyen ve müzisyen olmayan" şeklinde özellikle ayırtılmış hedef kitlelere, onların(müzisyenlerin) isteği dahilinde veya dışında uyuşturucu olarak yutturulduğunu kabullenmeye başlamak iyi olabilir. Bu insanların bir müzik tanrısı olmaması, sadece pazarlama yöntemleri ile böyle bir illüzyon yaratılması, aslında kendi muhitinizde bile gerekli şişirme ile böylesine güzel(veya güzel görünen) müzikleri çıkarabilecek kişiler olduğunun farkedilmesi güzel bir adımdır.
Buradan şuna geliyorum: artık müzik kültürü bu "büyük şirketlerin" yönettiği bir kültür olmaktan sıyrılıyor, internet devrimi ile beraber. Bu yüzden bu şirketler birbirlerini bir iki kere daha aldıktan sonra alternatif yollara yönelecekler. "e epki biz ne dinleyelim" diye sormuşsun, ona gelmek istiyorum aslında. Internet derya deniz, bir albümü olmayan fakat inanılmaz güzel müzik yapan onbinlerce müzisyen var. 1990larda olsaydık bunların her biri kayıt şirketleri tarafından itina ile "ilah" haline getirilebilirdi ve bugün herkes onlara tapınıyor olabilirdi(tabi çoğu o dönemde çocuk idi ama anlatmaya çalıştığım şey anlaşılmıştır sanıyorum).
Müzik konusunda ciddi isen ve hayatın boyunca "fast food" tüketmekten bunalmışlığın yaşattığı şişkinliği yaşıyorsan sana tavsiyem kendi imkanları ile müziklerini üreten kişilerin müziklerini sergiledikleri online mecralara akman. Birinin müziğini çok beğenmen için onun arkasına "big 4 biraderleri" almasına gerek olmadığının farkına varman. Zira bu biraderlerin o dönemdeki en büyük avantajları müzik kaydetmenin çok masraflı(milyon dolarlık stüdyolar) ve çok özel yetenek isteyen, öğrenmesi zor ve teknikleri gizli(ancak usta çırak ilişkisi ile öğrenilebilen) bir işlem olması idi. Şimdi bugün biri evinde kurduğu bir kaç bin dolarlık bir ekipman ve bilgi erişimi kolaylığı sayesinde 1980lerin 90ların multimilyon stüdyolarından çıkan işlerden daha güzel şeyler çıkarabiliyor. "çıkarabiliyor" diyorum çünkü bunu da tabii yapabilen var yapamayan var. Araştırmak gerek ve artık bence müzik dinlemek için "albümü çıkmış" muhabbetini beklemekten vazgeçmek gerek. Bu şirketlerin kanatları altındaki kişiler dünyanın en güzel müziğini yapan çok özel insanlar değil. Aralarında muhakkak müthiş yetenekler de var ama süper müzik yapan bütün insanlar kapılmış değil(belki yüzbinde biri bile değil).
Neyse sözün özü, interneti bu iş için seferber etmek iyi bir fikir. İlle bilinmiş kişileri aramamak lazım. Tabi ciddiyete göre değişir, buna vakit vermeme diyorsan "fast food" aramaya devam, ancak fast foodun güncel hali artık tad vermiyorsa bir çıkış yolu olduğunu da sanmıyorum. Çünkü müzik endüstrisi en çok para kazandıracak formüller üzerinden ilerler ve sen güncel müzikten hoşlanmıyorsan hedef kitlesinin dışında kalmışsındır çoktan zaten. Seni tatmin edecek bir şey gelmeyecektir, çünkü "en fazla satacak şey" bugün senin istediğin şey değildir. Sektör en fazla satma ihtimali olanı üretir.
Uzun oldu ama böyle işte.
0
last fm diye bir şey var.
belki de dinlediklerin haricinde "adam gibi, sağlam, kendini dinlettiren" gruplar vardır da keşfedememişsindir. last fm iş görür gibi.
0
gevrek boyoz klorak
(
12.10.08)
evet çok katılıyorum. zevk alarak dinlediğim müzikler genelde lisede dinlediğim müzikler oluyor. last.fm'i öneriyorum ben de.
0
herkese icin cok tesekkurler. ama mesele gecmiste kalma degil. mesela sene 2008 olmus millet hala guns'n roses albumumunun cikmasini bekliyor. metallica album cikariyor sozlukte sayfalarca yorum yapiliyor. daha bu listeye rage against the machine, bon jovi, alanis morisette'yi ekleyebilirim.
amerikada yasadigimdan zaten ne kadar yeni grup varsa takip edebiliyorum ayrica imeem yada last fm 'i de dinliyorum. ne bileyim dinledigim 30 seconds to mars, three days to grace, killers gibi bir suru grup var, avril lavigne bile dinledim ama butun bu gruplar hic bir zaman mesela bir green day tadi bile vermiyor.
yenilik deyince eline gitari alip iki akor basip muzik yaptigini sanan gruplari kastediyorsaniz dinlemeye degmez... sanirim tozlu raflarda takilmaya devam
0